Bİ SİGARA
Yıkılmak, yenilmek yok ,
pes etmek yok hayattan…
Sen yıkılma ki;
Senin gibi sağlam,
deli kanlı kardeşlerinde yıkılmasın…
Ne o ! Onları yalnızmı bırakacaksın?
İtin,
uğursuzun elinde,
Sana oynadıkları o kaypak oyunları,
onlarda mı oynasınlar?
Sen yıkılma ki;
Sana güzellik yapan ağabeylerine;
Omuz ol,
dal ol,
destek ol…
Bırakma O’nları soysuzun,
yalakanın,
ciğeri beş para etmez,
kansızın eline,
Görmüyor musun etrafındaki sırtlanları,
çakalları,
sakın yaklaşma birine bile…
Bırak uzak dur;
İçkiden,
sigaradan,
uyuşturucudan uzak dur ezadan,
cefadan,
uçurumdan…
Oluk başında oynayanın,
çark evinde canı çıkarmış,
Seni yavaşlatan her şeye,
yol ver hayatından…
Bırak sarhoşluğu,
berduşluğu,
kendini bitirip;
gevşeklere yem olma…
Tamam yaşayamadık belki çocukluğumuzu,
ama yinede yitirmedik umudumuzu…
Çorabımız yok,
ayakkabımız yırtık,
delik tabanlıydı ceketimizin kolu,
babamızın cebi söküktü,
Hepimizin boynu büküktü,
eskiden haramzadeler kabanlıydı…
Aldılar babamızın cebinden,
bizim hayallerimizden her şeyimizi,
Biz susmadık,
küsmedik,
kimseye rest çekmedik,
ailemizden asla geçmedik…
Hani eski mahallelerimiz nerede şimdi?
Evlerimizin önünde;
tüm komşularla hoş sohbet sabahladığımız…
Kimin derdi varsa ona ağladığımız,
kimin canı yansa koşup sardığımız,
nerede o gece kondular?
Belki ezik belki silik görünüyorlardı amma,
huzurumuz hep orada vardı…
Nerede şimdi Ahmet amcalarımız?
Nerede Ayşe teyzelerimiz?
Nerede at üstünde gelin ettiğimiz ablalarımız,
Nerede bağrı yanı ağabeylerimiz?
Neden boş sokaklar neden ?
Nereye gittiler?
Biz yok ettik onları,
sokaklara biz çıktık,
sabahladık sokaklarda,
çağırdı anamız babamız dönmedik evimize,
karşı geldi diklendik,
kaçtık evden,
kaçtık işten,
artık mahallenin hızlı çocuğuyduk,
kimse bize kafa tutamazdı biz güçlüydük…
Ya şimdi;
Ahmet amca oğlu yüzünden adam vurdu;
25 YIL HÜKÜM ALDI!….
Ayşe teyzeye oğlunu ararken araba çarptı;
oracıkta ÖLDÜ!…
Mahalleyi bıraktık evden kaçtık fırsatçılara,
gevşeklere,
yüzsüzlere,
adilere bıraktık…
Ne yaptık eyvah!…
Babamızı kahveden kovdular,
aslan yürekli ağabeylerimizin sözü geçmez oldu kimseye,
yenildiler,
ezildiler çünkü hep bizim için üzüldüler,
bunu fırsat bilip durmadı şerefsizler;
Anamıza iftira attılar,
bacımıza göz koydular…
Çünkü ailemizin yüreği bizim için hep kanadı,
gece bizi aramak için çıkmışlardı sokağa,
oysa biz yokken bir gün girip rahat yatamadılar yatağa,
bizim gibi beş para etmez kaçağa,
ne ceza verseler az şimdi..
Kendimizce haklıydık,
arkadaşlarımıza kıyak yapacaktık,
çünkü delikanlıydık…
Hadi ordan enayi yedik mi kazığın kralını?
Şimdi sen düşün genç kardeşim,
ona göre sabahla dışarıda
ve ona göre terket evini,
aileni…
Ben yaşadım sen yaşama,
dön evine üzme seni sevenleri…
öp babanın elini,
sarıl sımsıkı gözü yaşlı anana,
sahip çık kanayaklı bacına,
gelin et tertemiz teliyle duvağıyla…
Ben hep kaçırdım trenleri,
çünkü koparmıştım frenleri…
Gördüm,
yaşadım,
tanıdım gelenleri,
gidenleri…
Bu ortamdan kar eden hiç olmadı…
Tek kazanan DELİ İBO;
Ne zaman görsem sokakta yatar,
üstünde çul çaput,
pejmurde…
ne zaman görsde beni;
– ”Bi liran var mı kardeşim?
Yada bi sigara”…
İşte sonun ya mapusa,
ya mezara,
yada sokakta yatar istersin her geçenden bi sigara…
Süleyman Güzel
slymngzl9@hotmail.com