Türkmenistan’da yakın zamanda uygulamaya konulması planlanan
vatandaşlık pasaportunun yeni versiyonunda bireyin “uyruğu” bölümü
kaldırılacak.İçişleri Bakanlığı’nda durumdan haberdar olan bir kaynağa atıfta
bulunarak söylüyor. Bu bilgi henüz resmi olarak doğrulanmadı.
Daha önce konuşan ulusal azınlık temsilcileri, vatandaşların kimliğini
gösteren belgelerde, pasaport sahibinin “uyruğu” belirtilerek ait oldukları
ulusal etnik grubun dikkate alındığını ve bunun işkenceye maruz kalmalarının
sebebinin ise ülkede hukuka aykırı olarak yürütülen “Türkmenleştirme”
politikası kapsamında gerçekleştiğini söylediler. Aksi halde devletlerin
gelişmiş uygulamalarında pasaport sahibinin “uyrukluğu” onun vatandaşlığı
anlamına gelmektedir.
21 Ekim’de yapılan Bakanlar Kurulu olağan toplantısında Cumhurbaşkanı
Serdar Berdimuhamedov, Türkmenistan vatandaşının pasaportunun
kopyalanmasını ve tescilini, resmileştirilmesi ve verilmesi prosedürünü ve
kullanım kurallarını onayladı.
Bu karara kadar vatandaşlık pasaportunun yeni versiyonunun uygulamaya
konulması planlandığına dair herhangi bir bilgi bulunmuyordu.
Aynı zamanda cumhurbaşkanının kararı, yeni pasaport türünün
getirilmesinin nedenlerini ve özelliklerini açıklığa kavuşturmuyor.
Azatlık, yukarıdaki belirsizliklerin yanı sıra yeni pasaportta vatandaşın
“vatandaşlık” bölümünün kaldırılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı’ndan resmi
bir yorum almadı.
Hatta son yıllarda Türkmen yetkililerin yıllardır izlediği “Türkmenleştirme”
politikası sonucunda, yetkililer ulusal azınlık temsilcilerine kimlik
belgelerinde uyruklarını “Türkmen” olarak yazmaya bile zorladı.
Yıllar geçtikçe Azateel, Türkmenistan’da yaşayan etnik azınlık mensuplarının
pasaport almadaki engeller, işe ve eğitime erişimdeki sorunlar ve kültürel
haklardan yoksunluk dahil olmak üzere karşılaştıkları zorlukları rapor etti.
O yıldan itibaren Türkmen yetkililer, özellikle Daşoğuz ve Lebap
bölgelerindeki etnik Özbeklerden, düğünlerde milli Türkmen türküleri
söylemelerini, çeşitli törenlere Türkmenlere özel milli kıyafetlerle gelmelerini
sözlü olarak talep etmeye başladı.
Türkmenistan’da bağımsızlığın ilk yıllarında, etnik Özbekler ve Kazaklar da
dahil olmak üzere ulusal azınlıkların temsilcileri, ülkenin bazı okullarında ana
dillerinde eğitim alabiliyordu. Ancak 2000’li yıllarda bu tür olasılıklar
ortadan kalktı.
Ayrıca ülkede ulusal azınlıkların haklarını gündeme getirenler de baskıyla
karşı karşıya kalıyor. Türkmenistan’daki azınlık azınlığın haklarının tanınmış
bir savunucusu olan Mansur Mingelov, hak gruplarının kamu hizmetine
misilleme olduğunu söylediği suçlamalar nedeniyle 2012 yılında 22 yıl hapis
cezasına çarptırıldı.
Türkmen yetkililer Yazargenç tarafsız muhabir sorularını yanıtsız bırakıyor.
Aynı zamanda bu yıl Türkmenistan, “cinsiyet ayrımcılığını şiddetle kınadığını
ve ulusal uyumu sağlamak için düzenli olarak ilgili faaliyetleri yürüttüğünü”
ileri sürdü.
Türkmenistan yetkilileri, 21-22 Ağustos tarihlerinde BM’nin Cenevre ofisinde
Her Türlü Cinsiyet Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası
Sözleşme hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bir rapor sundu.
Türkmen temsilciler özellikle yasal belgeleri ülkenin ırk, kabile, ulus veya
etnik kökene dayalı kısıtlama veya ayrıcalıkları önleme çabalarının kanıtı
olarak gösterdi ancak başka ayrıntı vermedi.
Raporda, ülkenin toplam nüfusunun yüzde 14’ünün 7 milyon olduğu ve
sayının 936 bini aştığı kaydedildi. Türkmenistan’da 61 etnik grubun
temsilcisinin yaşadığı söylense de etnik kökenleri ve akraba sayıları hakkında
bilgi verilmedi.
Türkmenistan’da Buluç, Tatar, Rus, Ermeni, Kazak, Özbek gibi diğer
milletlerin temsilcileri de bulunuyor.
Son yıllarda, Türkmenistan’da kötüleşen ekonomik koşullar ve temel
özgürlüklere yönelik kısıtlamaların artması nedeniyle etnik azınlıkların
temsilcileri Türkmenistan’ı kalıcı olarak terk etmeye başladı.
Haber:Murat Karaca
Aşkabat